Ordinaryüs Profesör Doktor Ali Fuat Başgil, Türkiye’nin yetiştirdiği önemli hukukçulardan biri olarak, hem akademik kariyeri hem de fikirleriyle derin izler bırakmış bir isimdir. 1899 yılında Çarşamba’da doğan Başgil, ilim ve haysiyet timsali bir hayat sürmüş, hukuk, felsefe ve anayasa alanlarında öncü çalışmalara imza atmıştır.
Eğitim Hayatı ve Akademik Başarıları
Başgil, ilkokulu doğduğu yer olan Çarşamba’da, ortaokulu ise İstanbul’da tamamladı. Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle lise eğitimini yarıda bırakarak yedek subay teğmen rütbesiyle askere alındı ve dört yıl boyunca Kafkas Cephesi’nde vatanı için mücadele etti. Savaş sonrası, 1918’de Fransa’ya giderek lise eğitimini tamamladı. 1921 yılında Paris’te Hukuk Fakültesi’ne başlayan Başgil, “Boğazlar Meselesi” konulu teziyle doktor unvanını kazandı. Aynı dönemde Paris Siyasi Bilimler Yüksek Okulu ve Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden diploma aldı. Lahey Devletler Hukuku Akademisi’nde eğitimini tamamlayarak sertifika sahibi oldu.
Türkiye’ye Dönüş ve Akademik Kariyer
1920’de Türkiye’ye dönen Başgil, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurumu’na Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. 1930’da Ankara Hukuk Fakültesi’nde doçent, bir yıl sonra ise profesör oldu. İstanbul Üniversitesi’nin kuruluşuyla birlikte Anayasa Hukuku derslerini okutmak üzere bu üniversiteye geçti. Aynı dönemde Mülkiye Mektebi’nde hocalık ve İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi’nde müdürlük yaptı. 1937’de Hatay Cumhuriyeti’nin anayasasını hazırladı ve 1939’da Ordinaryüs Profesör unvanını aldı. Türkiye’de İş Hukuku derslerini ilk kez başlatan Başgil, bu alanda müfredat programını oluşturarak öncülük etti. 1938-1942 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı görevini yürüttü.
Toplumsal ve Uluslararası Katkıları
Başgil, 1947’de Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti’ni kurarak özgür düşüncenin yayılmasına katkıda bulundu. 1952’de Pakistan’da, 1959’da Ürdün’de düzenlenen İslam Kongreleri’nde ve yine 1959’da Almanya’daki Hukuk Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etti. Ancak, 27 Mayıs 1960 İhtilali sonrası, Milli Birlik Komitesi tarafından 147 öğretim üyesiyle birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı. Daha sonra “147’ler”in üniversiteye dönmesine imkan sağlayan yasaya rağmen, Başgil bu durumu bir haysiyet meselesi olarak görerek geri dönmedi.
Siyasi Hayatı ve Emekliliği
1961’de emekliliğini isteyen Başgil, politikaya atılarak Adalet Partisi Samsun listesinden bağımsız aday olarak Cumhuriyet Senatosu üyesi seçildi. Ancak Cumhurbaşkanlığı adaylığından baskılar nedeniyle çekildi ve ardından senato üyeliğinden istifa etti. Politikayı kendine uygun bulmadığını açıklayan Başgil, yurt dışına giderek Cenevre Üniversitesi’nde Türk Tarihi ve Türk Dili Kürsüleri’nde başkanlık yaptı. 1965’te yaş haddinden emekliye ayrılarak Türkiye’ye döndü.
Vefatı ve Mirası
Ali Fuat Başgil, 17 Nisan 1967’de vefat etti ve kabri İstanbul’daki Karacaahmet Mezarlığı’nda bulunuyor. Hayatını ilmin haysiyetini ve şahsi vakarını korumaya adayan Başgil, anayasa hukuku, din ve laiklik konuları ile 27 Mayıs İhtilali hakkındaki görüşleriyle dikkat çekti. Siyasi, sosyal ve hukuki alanlarda yazdığı eserler, bugün bile değerini koruyor.
Başgil’in hayatı, ilim ve ahlakla dolu bir yolculuk olarak, gelecek nesillere ilham vermeye devam ediyor. Onun bıraktığı miras, hem akademik dünyada hem de Türkiye’nin entelektüel tarihinde önemli bir yer tutuyor.